Öğrenciden öğrenmek mümkün! Öğrencilerden öğrenebiliriz. Hatta öğreniyoruz. Çünkü, öğretmenler de öğrenciydi. Bugün biraz kadın yazarlar üzerinden ilerlemek istiyorum. Çünkü, son bitirdiğim iki kitap kadın yazarlara aitti. Birini sabahın kötünde sizler için yazmıştım. Kitabın adı, Adam Smith’in Yemeğin Pişiren Kimdi? Diğeri ise Öğrenciden Öğrenmek… Bu kitabı ise yıllar önce almıştım. arkasında 25 tl etiketi mevcut hatta 🙂 yıllarca evimde durduktan sonra, tezli yüksek lisansa başladığım an okuma gereği hissettim. Çünkü, ilk alırken adından etkilenmiştim. ancak bana çok da hitap etmiyordu. Oysa aynı yollardan gerçerken ihtiyaç duymuştum. Kitap tezden oluşmuştu. Daha doğrusu Fadime Ulusoy’un tezinden. Şimdilerde Doç. Dr. Fadime Ulusoy olarak kendisinin çalışmalarına ulaşabiliyoruz. Ben bu iki kitabı aynı anda kısım kısım ilerleterek okudum. İkisinden de çok etkilendim. Öğrencilerden öğrenmek mümkün. Öğretmenlerden öğrenmek mümkün. Hatta öğrenmek isteyen birey, herkesten bir şeyler kapabilir.
Öğretmenlerden öğreniyoruz. Okulda, üniversitede, meslek yüksek okullarında, yüksek lisansta veya doktorada… Öğretmenlerden öğreniyoruz. Ancak öğretmenlerin de öğrenci olduğunu unutuyoruz. İyi bir öğrenim için, öğretmenlerin kendilerini haddinden fazla geliştirmesi gerektiğini sanırım herkes biliyor. Çünkü, öğretebilmek için bilmek gerekiyor. Detaylarını bilmediğin bir konuyu başkasına nasıl aktarabilirsin ki?
Kitapta da belirtildiği üzere, her çocuk iyi bir öğretmeni hak eder. İyi bir öğretmen olmak ise iyi bir öğrenim ile mümkün. Kendini her gün geliştirmeye çalışan öğretmen ile mümkün. Öğreteceği bireylerden çok daha bilgi olan öğretmen, bunu karşı tarafa aktarabiliyorsa başarılıdır. Dolayısıyla bu kitabı, başkalarına yeni bilgiler öğretmeye çalışan herkese öneririm. En azından birkaç saatliğine göz gezdirmelerini isterim. ODTÜ’de doktora düzeyinde bir ödülü olduğunu da vurgulamak isterim. Ancak hiç araştırılmıyor ve pek ilgi çekmiyor. Çünkü, kitapta yer alan bilgiler biraz eskimiş gibi görünüyor. O nedenle, kitaba doğru bakış açısı ile yaklaşmak mantıklı olabilir. Birilerine öğretmek istedikleriniz mi var? Öğrencileriniz sizi anlamıyor mu? Öğrenci düşünüşünü anlayamıyor musunuz? Öyleyse bu kitap size uygun olabilir.
Sizlere dürüst olmak istiyorum: Okurken çok zorlandım. Türkçe ancak durarak okunması gereken bir kitap. Üzerine düşünerek ilerlenmesi gerekiyor. Ve benim alanım olmayan bir konuydu. Çünkü, öğretmen değilim. Öğretmen olmaya da çalışmıyorum. Ancak şunu net biçimde anladım: Paralelkenarı düzgünce tanımlayamayan bir öğretmen, öğrenci düşünüşünü anlayamayan öğretmen, karşı tarafa kendini net biçimde aktaramaz. Böylelikle, konunun anlaşılmamasına sebep olabilir. Kitap içerisinde, aynı sorunun farklı algılanış biçimleri beni çok fazla düşünmeye yönlendirdi. Evet, bazen insanlara da bir şeyler anlatıyoruz. Ancak anlamadığını da hissediyoruz. Buna rağmen, neden anlamadıklarını anlamıyoruz. Bir eksiklik veya kopukluk oluyor. Farklı düşünüş biçimleri nedeniyle sorunlara farklı bakış açıları getiriyoruz. Aynı noktaya bakıp, yüzlerce farklı nokta bulabiliyoruz. Öyleyse, karşı taraftaki bireylerin düşünüş biçimlerini kavramamız gerekiyor. Onları seviyorsak, onların anlayacağı biçimde konuyu aktarmamız gerekiyor.

öğrenciden öğrenmek
Tüm bunlar olurken, örneğin; konu pazarlama diyelim. Pazarlamaya hakim olmamız gerekiyor. Pazarlamanın her noktasına hakimseniz, karşı tarafa kendinizi daha net aktarabilirsiniz. Ancak hakim değilseniz, karşı tarafta homurdanmalar başlayabilir. Böylelikle anlaşma ve anlama ihtimali düşer. Ancak her kavrayış eksikliğinin de öğretmenden kaynaklandığını söylemek doğru olmaz. Çünkü, herkesin seviyesi çok ayrı. Kimileri leb demeden anlarken, kimilerine leblebiyi birkaç kere vurgulamak gerekebilir. Bu durum ise bu kitaptan bir miktar bağımsız olacak. Çünkü, bunu herkes bilir. Bu da doğrudur. Herkesin zekası aynı değil. Herkes aynı oranda hızlı anlamayabilir. Oysa sınıf bunu en az düzeye indirir. Çünkü, sınıf bireylerin birbirine yaklaştığı yerdir.
Sonuç olarak; tezlere merakınız varsa Öğrenciden Öğrenmek kitabını sizlere öneririm. Öğretmenliğin doğasına merakınız varsa bu kitabı sizlere öneririm. Öğrencilerle donatılmış bir çevreniz varsa yine bu kitabı sizlere öneririm. Öğrencilerin nasıl ve neden farklı düşündüğünü fark etmenizi sağlayabilir. Hatta öğretmenlerin de bir zamanlar öğrenci olduğunu düşünürsek, konunun özüne erişiriz. Çünkü, öğrenimin tamamen iyileşmesi için genel olarak öğreniminin gelişmesi gerekiyor. Çoğunluğun öğrenim seviyesinin gelişmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu kitaptan keyif aldığımı söyleyeceğim. Zorlandım ancak buna değdi.