Yaren Leylek, Bursa’nın gözde hayvanlarından biri. Yolu gözlenen bir çocuk gibi. Bugün yine geldi. Bursa’ya döndü. Kameralar ile izlenen yuvasına kondu. Adem Amca ile dostluğunu zaten biliyorsunuz. Dolayısıyla ilk görüştüğü kişilerden biri ise Adem Amca oldu. İzlemediyseniz sizlere, Yaren Leylek ve Adam Amca filmini de önereyim. Daha önce bu filmden bahsetmiştim. Youtube üzerinde tamamı bulunuyordu. Link değişimi yaşanmış görünüyordu. Bunu yeniden düzenledim. Direkt olarak tamamını blog yazımın üzerinde bulunan youtube bağlantısı ile izleyebilirsiniz. Tavsiye ederim.
Yaren Leylek, çok sevimli ve bağları güçlü bir hayvan. Bursa’yı çok seviyor. Sürekli biçimde göç ediyor. Ancak yine de Bursa’ya dönüyor. Benim merak ettiğim konu ise şu: Yaren Leylek, evet Bursa’ya dönüyor. Ancak neden Bursa’dan gidiyor. Nerede ve yapıyor? Nerelere uğruyor ve geri dönüyor?
Yaren Leylek… Onun adı, sessiz bir hikâyenin yüreğinden kopup gelen bir çağrı gibi yankılanıyor. Yıllardır gökyüzünde süzülen kanatlarının izinde, uzak diyarlardan, soğuk kışlardan, sıcak iklimlere doğru bir yolculuk var. Ancak Yaren, her bahar yeniden döndüğü yerin kokusunu, toprağını, sularını ezbere biliyor. O yer ise Bursa’dır; Uludağ’ın gölgesinde, Nilüfer’in sularında, huzur bulduğu yerdir. Eski Bursa’yı bilen biri olarak, bu şehirde huzur bulanlardanım. O nedenle, Bursa’ya aidiyetim çok yüksek. Bursa’yı gerçekten seviyorum. En az Yaren Leylek kadar seviyorum Bursa’da bir gençlik geçirdim. Yine Bursa’da yaşıyorum. Ancak kente ilgiyi çeken bir faktörün bir leylek olabileceğini aklıma getiremezdim…
Düşünüyorum. Yaren Leylek, neler yapıyor diye. Nerelerde geziyor diye araştırıyorum. Nerelere ve neden uğruyor diye merak ediyorum.
Yaren’in yolculuğu sadece bir göç değil, bir içsel keşif gibi geliyor bana. Afrika’nın sonsuz çöllerinden, göz alabildiğine uzanan ovalarından yükselen rüzgârlardan sonra bir anda Adem Amca aklına geliyor. Bursa’da olmak harika bir histi diyor. Sanki bu yolculuk, her kanat çırpışında hissediliyor. Hiçbir yer, hiçbir rüzgâr, ona Bursa’nın yeşilini unutturamıyor. Çünkü her bahar, Yaren’i oraya çeken görünmez bir ip var gibi. Dolayısıyla, Bursa ve Yaren özdeşleşiyor. Adem Amca’nın kayığı ile olan görüntüsü akıllara kazınıyor.
Peki, neden döner Yaren Leylek Bursa’ya? Sadece bir yuva mı arar, yoksa bir dostun sesini mi özler? Adem Amca mesela… Aslında Yaren’in sırrı, o eski balıkçıyla olan dostluğunda gizlidir. Bursa’nın serin sularında balık tutan o yaşlı adam, Yaren’in yolculuklarının her bir durağını bilir gibidir. Onlar, insan ve hayvan olmanın ötesinde, kadim bir dostluk hikâyesinin kahramanlarıdır. Her bahar birbirlerine yeniden kavuşan bu iki ruh, zamanın ötesinde bir bağ kurmuşlardır.
Yaren, Bursa’ya döner çünkü orada hatıraları vardır; her yıl yeniden canlanan, rüzgârda hışırdayan yapraklar gibi. Bir leylek, sadece göç etmez; yaşadığı, sevdiği ve özlediği yerin ruhunu da yanında taşır. Yaren’in Bursa’ya dönüşü, yalnızca bir yuvaya dönmek değil, kalbinin en derin köşesine yapılan bir yolculuktur. Dolayısıyla yüz binlerce insanın yüreğine işlemektedir.
Elbette Alper Tüydeş‘e bir selam göndermek istiyorum. Çünkü, onun sayesinde dünya bu hikâyeye erişti.

yaren leylek

yaren leylek
Fotoğraflar, Alper Tüydeş’e aittir. İnstagram sayfasında daha fazlası bulunmaktadır.