Sizin için çok önemli bir uyarıda bulunmak istiyorum. Günlük hayatta kararlarınızı kendiniz mi veriyorsunuz? Güncel bir olaydan yola çıkarak bunu sorgulamaya ne dersiniz?
Rusya, yerli yazılıma sahip olmayan telefon ve bilgisayarları yasaklamayı düşünüyor. Amerika, Çin menşeli tiktok uygulamasına dair soruşturmalar başlattı. Çin’de yabancı menşeli bazı büyük sitelere girmek yasaktır. Özgürlüğü kısıtlayıcı olarak görülen bu durum belki de rejimlerini korumanın tek yoludur… SSCB neden yıkıldı? Biraz düşünmeye ve araştırmaya ne dersiniz? Sizce bu ülkeler nelerden çekiniyor? Bizden farklı olarak neleri biliyorlar?
Dünyayı futbol ligimiz olarak betimleyelim. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş hemen aklınıza gelecektir. Dünya liginin üç büyükleri olarak niteleyebileceğimiz Çin, ABD, Rusya olarak ligimizi yeniden şekillendirelim. Bu ülkeler neyin mücadelesini veriyor? Birbirlerinin yazılımlarını neden engellemeye çalışıyorlar? Dünyanın üç büyüklerinin bildiği ve bizim gözümüzü yumduğumuz ne olabilir? Mesela, bütün bilgilerimizi seve seve verdiğimiz şirketler bizi istedikleri tarafa yönlendirebilir/yönlendiriyor/yönlendirecek olabilir mi?
Masallar gerçek olabilir mi? Dış güçler masalını gerçeğe dönüştürebilirler mi? Sizi nasıl harekete geçirebilirler? Günlük hayatta kararlarınızı kendiniz mi veriyorsunuz?
Cambridge Analytica olaylarını hatırlıyor musunuz? Facebook’un Amerikan seçimlerine müdahale ettiğini hatırlıyor musunuz? Hatırlamayanlar için netflix üzerinde bulunan “The Great Hack” belgeselini tavsiye ederim.
Bir iktisatçı olarak insanın nasıl karar verdiğini incelemekten büyük keyif alıyorum. Bir insan neden bir ürünü tercih eder veya ürüne bağımlı olur? Bağımlılık seviyesine gelir mi demeliyiz yoksa getirilir mi? Özgür biçimde mi karar veriyoruz yoksa karar verdiriliyor muyuz?
Şimdilerde geldiğimiz noktada belirli bir süre içinde beğenilerinizi inceleyen yapay zeka sizi yönlendirebiliyor! Eğer kararlarınızı değiştirmek için uğraş vermek istenirse fikirlerinizi değişime uğratabilirler. Bu korkunç bir güç değil mi?
Unutmamalıyız! Ayaklar ve eller, beynin yönlendirdiği yere gider. Kendi kararlarının sahibi olduğunu düşünen köleler yaratılıyor olabilir. Kölelikten keyif alan köleler mutlu olabilir.
Geleceği yönlendirenlerden mi olacağız? Yoksa istenilen alana yönlendirilen, önüne düşen paylaşımlara göre şekil alan kölelere mi dönüşeceğiz? Fikirlerinizle katkıda bulunabilirsiniz. Akıl akıldan üstündür. Sizin kararlarınızı kim veriyor?