Blog dünyası üzerine düşünürken farklı insanlardan fikir almaya bayılıyorum. Blog yazmak modası geçmiş bir eylem midir? Bloglar öldü mü? Yoksa yine revaçta mı? En azından yazdıklarımız okunuyor mu? Bunları düşünürken farklı görüşlere başvurmaya bayılıyorum.
Çeşitli mesleklerde ve çeşitli yaşlarda insanlardan fikir almaya çalışıyorum. Herkese de kulak veriyorum. Ancak, okumak bir öğrenim işidir. Bu noktada daha çok kitap okuyan insanların blogları sevdiğini gördüğümü söylemeliyim. Kitap okumayı sevmeyen insanların blogları da okumadığını gördüm. Hatta bu nedenle blogların neden yazıldığını sorgulayan insanlara rastladım. Sizce kötü bir giriş mi oldu? Son söylenmesi gerekeni ilk mi söyledim? Biraz daha uzun bir yazıyı okumaya devam edecek misiniz?
Çeşitli yetilerde insanlara bloglar hakkında ne düşündüğünü sordum. Öldüğünü düşünenlerin ise kitap okumayan insanlar olduğunu anladım. Okumadıkları için yazmanın gerekli olmadığını düşünüyor olabilirlerdi. Okumadıkları için, bir blog yazmanın hevesini asla tatmamışlardı. Peki, onları blogların ölmediğine nasıl ikna edebilirim diye düşünmeye başladım. Aklıma çok önemli bir isim geldi.
Zaman zaman çeviri aracılığıyla takip ettiğim bir ismi hatırladım. O isim dünyanın en zengin adamıydı. Bill Gates elbette. Dünyanın en zengin ve neredeyse en zeki adamıydı. Hobisi ise blog yazmaktı… Peki, dünyanın en ama en zengin adamının yaptığı iş, saçma olabilir miydi? Yazmak neden bitsin? Okumak neden ölsün? İnsanların ruhları ölmüş… Bloğa ise ‘öldü’ yakıştırması takılmış. Blogların öldüğü falan yok. Eğer öldüğünü düşünüyorsanız aklınıza dünyanın zengin adamı gelsin. Vaktinin en büyük kısmını kitap okumaya ve blog yazmaya ayıran adam…
Blog Yazmak Nasıl Bir His?
Blog yazmak, bir blog açmak ile başlıyor olarak görünebilir. Ancak, daha çok yazarın iç dünyasında başlar. Yazar bazı dünya konularıyla dolup taşar. Bu durumda ise yazmaya başlar. Bu noktadan sonra ise dış dünya ile bir bağ oluşur. Yazılar, görücüye çıkar. Kimileri yazılarınızı severek okur. Kimileri siz ne yazsanız beğenir. Kimileri de ne yazsanız size kötü gözle bakar. Çünkü, güzel bakan güzel görür. Peki, kötü bakanın nasıl görmesini bekliyorsunuz? Eh işte kötü görür.
Kimileri ise gerçeği görür. İyiye iyi ve kötüye kötü der. İşte onlar bizim aradığımız kanlardır. “Blog yazmak öldü mü?” denilince farklı sosyokültürel seviyede insanların farklı cevaplar vereceğini öngörmek hiç de tuhaf olmaz. Blog yazmak, özünde yazıyı barındırır. Bir duyguyu ifade eder. Duygular ölür mü? Yazı hiç biter mi? Belki daha az kişi tarafından okunur. Ona bir sözüm yok. Dünya çapında daha az insan blog okuyor olabilir. Ancak, bu durum blogların bittiğini mi gösterir?
Blog üzerine birkaç önemli platformda bulunuyorum. Bunları da yavaş yavaş buradan açıklarım. Şimdilik ise düşünmüyorum. Konumuzun özüne dönelim. Blogların iyi bilindiği platformlarda bile blog yazmak artık pek övülmüyor. Hatta yazan insan sayısı günden güne azalıyor. İnsanların birçoğu ümitsizliğe kapılmış durumda. Çünkü, blog yazmak artık pek para kazandırmıyor. Ciddi bir takipçi kitleniz yoksa, günde 10-20 bin kişi sitenize girmiyorsa artık pek bir kazancınız yok. Bunu, “blog yazarak para kazanmak mümkün mü?” yazımızda incelemiştik. Bu arada algoritmalar için yazmayı sevmiyorum. Ancak, okunmayı istiyorsak onları da önemsemeliyiz. Diğer yandan, google için yazınca insanlar sevmiyor. İnsanlar için yazınca google botları önemsemiyor durumu olabilir. Bu ikilemden yakında kurtulurum umarım.
Blogculuk kategorisinde blog üzerine olan yazılarımı yayınlıyorum. Üzerinde birçok yazımı bulabilirsiniz. Yazmaya devam etmenizi kesinlikle öneriyorum. Blog yazmak, insanın kendisine bir kapı açmasıdır. Blog yazan onlarca yeni dost kazanmak demektir. Kendiniz gibi onlarcasını hissetmeyi ise ayrı tutuyorum. Bloglar öldü mü? Kişisel bloglar öldü mü? Blog yazmak öldü mü? X kişi öldü mü başlıklarını artık görmek istemiyorum. Hiçbir şeyin öldüğü yok. Okumak isteyen yine okuyor. Yazmak isteyen ise yine yazıyor. Hatta eskisinden çok daha iyi yazıyor. Dediğim gibi, Bill Gates bile blog yazıyor! Blogların öldüğü falan yok. Eğer yazmaktan keyif alıyorsanız asla bırakmayın. Hatta yazılarımın altına yorum bırakırsanız okumaya da gelirim.
Blog Yazmak Para Kazandırır mı?
Blog yazmak, kazanç odaklı bakılmaması gereken bir olaydır. Çünkü, kazancı düşündüğünüz zaman kaliteyi düşürebilirsiniz. Kazanç ön plana çıktığı anda, bloğunuz yoldan çıkabilir. Bu açıdan baktığımız zaman, bloglar ile paranın ayrı yerde tutulmaması gerektiğine inanıyorum. En azından kişisel blogların kazanç ile eşdeğer tutulması gerektiğini düşünüyorum. Eğer siz cidden bir bloğu para kazanmak için açıyorsanız bu sizin bileceğiniz iştir. Bu noktada asla karşı çıkmam. Bu alandan para kazanmak istiyor olabilirsiniz. Ancak, böyle bir fikriniz varsa hit kazandırabilecek yazıları yayınlamanızı öneririm. Bunları ise semrush aracılığıyla bulabilirsiniz.
Eğer günde en az 10 bin arasında bir kullanıcıyı sitenize çekebilirseniz, en azından asgari ücret ve daha fazlasını kazanabileceğinizi düşünebilirsiniz. Ancak, günde 20-30 kişi sitenize giriyorsa oradan ciddi bir kazanç oluşacağına inanmıyorum. Ayrıca para kazanmak istiyorsanız ingilizce site yapmanız çok daha kârlı bir durum olur.
Siz şimdi hem Türkçe site yapacaksınız diyelim hem de para kazanmak istiyorsunuz… İşte burada sistem hata verebilir. Aylık 150 bin hitin üzerinde ise buna ciddi bir trafik denebilir. Bunu sağlayabilirseniz kendinizi geçindirebilirsiniz. Bu durum elbette kolay değildir. Kısacası, blog yazmak ölmedi. Ancak, blog yazarak para kazanmak ölmüş olabilir. Çünkü, hit çekmek cidden zorlaştı.
Konumuzun özüne dönelim. Dünyanın en zengin adamının blog yazdığını tekrar hatırlayalım. Zenginlik hedefi olanlara Bill Gates tipi zenginliği övelim. Blog yazma hevesiniz varsa asla kırmayın. “Bloglar öldü mü?” sorusunu hiç düşünmeyin. Eğer ölmüş olsaydı burayı okumuyor olurdunuz. Önünüzde bulunan iyi örnekleri görün. Asla yazmaktan çekinmeyin. Bizlerin sizleri takip ettiğini asla unutmayın.
Ali Demiral
Her paragrafı ayrı ayrı yorumlanası güzel bir yazı yazmışsınız. Belli ki dolu bir kalemsiniz. Tecrübe konuşuyor yani.
Blogların öldüğünü söyleyenler acaba eskiden blog okuru muymuş veya yazarı mıymış da bunu iddia ediyor? Neye dayanarak konuşuyor? O hâlde bir bilgiye ihtiyaç duyduklarında internette aramasınlar. Web sitelerin blog kısmında yer alır bilgiler. Ansiklopediden araştırsınlar.
Yazma keyfimiz var, ona da kulp takıyorlar.
Kiremithanem
Blog yazmak tait atmak veya Instagramda bir post yayınlamaya benzemez çünkü bir blog yazarı asla boş bir insan olup günlük yaşayan biri değildir.
Blog yazarı kendi tecrübeleri deneyim ve birikimleri olan insandır çoğu kendini bilen saygılı ve okuyucuya mutlak surette bir şeyler katmaktadır.
Sadece bugünün okuyucusuna değil,gelecek nesil için de sen üzerinde sabit adımlarla ama çok düzeyin bir çizgide iyi içerek bırakan kişidir.
Blog yazmak sürdürülebirlik ister sabır ister bunlar küçümsenecek şeyler değil asla.
Yazı için tebrik ederim ayrıca siz de çok emek veriyorsunuz.
adamkarga
Blog yazmak, blogdan para kazanmayı dilediğin ya da sadece sen olmak adına yazmayı unuttuğun zaman bambaşka bir forma dönüşüyor. Saf ve temiz kalabilmeli ve hatta belki de blog kelimesinin tanımı tamamen kişisel odaklı bir şekilde değiştirilmeli.
CZBN
Blogculuğun ölmesinin veya ölmemesinin kıstasının Bill Gates değil de mesela Evren Soyuçok olması bana daha sevimli geliyor.
16 yıl boyunca blog yazan birinin olması, senin bu blogu açman ve benim buraya cevap yazıyor olmam sorunun en net cevabı olsa gerek.
Blogculuk ölmez ama istenmeyen formlara dönüşebilir. Mesele bunun önüne geçebilmek.
Selamlar sevgiler..
Seyfi durmaz
Blog yazmak kendimi o kadar iyi hissettiriyor ki, YouTube ve Instagram’da içerik üretmekten soğudum. Yazmak, yazmak. Sevgiler 🌱
Yıldız Tozuvar
Biz eskiden uzun uzun tartışırdık şu filmde o karakter aslında ne demiş, bu kitabında yazar ne demek istemiş diye… Soğuk günlerde öğlene doğru anca ılınan öğrenci evlerinde, battaniye altında, çay bardağı avcumuzun içine yapışmış vaziyette…
Düşünüyorum da galiba ben o günleri özlediğim için blog yazmaya başladım. Kazanmak için değil öğrenmek için tartışmayı, gerçekten o anın içinde var olarak birbirinin yanında var olmayı, aynı telden çaldığım birinin yanında dertsizce kendim gibi olmayı özlediğim için…
Yoksa o kadar mahremiyet hastasıyım ki blog yazmak benim için akla bile gelmemesi gereken bir seçenekti. Öyle yani…
İyi kalın,
Hep iyi ol Deniz
entlovin.blogspot.com
hemen hemen 2022 ve dediğiniz gibi okumak isteyen okuyor. yazmak isteyen yazıyor… 🙂
Murat Karakılıç
Blog yazmak kadar güzel bir şey bu dünyada inanın yoktur.
İnsanın kendini geliştirmesine vesile olan en güçlü gerçekliktir. Müthiş bir eylemdir.
Yazma isteğinde olan herkesin yazınızı okumasına vesile olunması gerekiyor. Çok güzel yerlere değinmişsiniz.
Teşekkür ederim, var olun. İyi günler…
Eyüp AKTUĞ
Blog yazmak benim için kişisel bir eylem. Bir bakıma yazanın kişisel not defterini insanlarla paylaşması anlamına gelir. Ben blogların öldüğü fikrine katılmıyorum. Eskiye nazaran bloglara yönelim azalsa da Twitter bu konuda insanlar için daha cazip hale gelse de bizim gibi blogların önemseyen insanların sayısı da hiç az değil. Bu arada ben Google algoritamasına göre yazılar yazılar yazmayı kişisel bloglar için uygun bulmuyorum.