Buraya bakarlar ne demek? Buraya bakarlar nedir? Ne anlama geliyor? Derken buraya baktınız mı? Buraya bakarlar yazısını Ankara’da görmüştüm. Bu yazı, özünde bir reklam ürünüymüş. Bunu oraya baktığımda ve ne demek olduğunu araştırdığımda görmüştüm. Sonra, bir gün kitapları gezerken bir şey fark ettim. Buraya bakarlar adında bir kitap var. Neden alıp içine bakmıyorum dedim. Genç bir Türk yazar tarafından yazılmış. Hatta kitap daha pek okunmamış. Hakkında pek bilgi yok. Derken oggito üzerinde de gördüm. Mehmet Fatih Özbey: “Hikâyenin kaynağının hayatın, insanın kendisi olduğunu düşünüyorum.” demiş. Mişli konuştum şimdiye kadar değil mi? Kısa bir kitap bir günde bitirilebilecek türden. Hatta, yarım günde bile biter. Kahve içerken akıp gidenler kısa öyküler. O nedenle ben Buraya Bakarlar kitabını 2024’ün ilk sırasına yerleştirdim. Kısa ve tam skorluk bir kitaptı. Kendimi olumlu etkilemek amacıyla kullandım. Çünkü, ilk haftada amacım 4 kitap bitirmekti. Bu sene hedefime ulaştım. Sonrasında ise yazacağım dedim. Haftanın değerlendirmesi benim açımdan olumluydu. 2024’ün ilk haftasında 4 kitap bitirdim. Eee, ne demiştik, buraya bakarlar, değil mi? Reklam mı koktu ortalık? Kitap reklamı olsun efendim.
Buraya Bakarlar Kitabının İçindekiler
Bir kitapçıda kitabı gördüğün an, ne yaparsın? İçinde ne var diye bakar mısın? Aynıyız. Benzerini yapıyorum. Elbette ne var ne yok paylaşmadan. Sadece ne var ne anlatıyor diye birkaç dakika içerisinde karıştırırsınız. Benzerini yaptım. Boş masa ile başlayan içindekiler, zaman çizelgesi, dedem bir uzaylı ve buraya bakarlar gibi öyküler ile devam ediyor. Yokuşun başına ilk varan kazanır ve rüyalarda buluşuruz ile bitiyor. Elbette hepsini yazmadım. Bazıları cidden çok ama çok iyiydi. Öykü oldukları için tek tek nelerden bahsettiğine değinmek istemiyorum. Bahsedersek kitabı okumanız için çok bir neden kalmayabilir. Çünkü, zaten kısalar ve özler. Hepsini 1 günde bitirebileceğiniz türden demeliyim. Koç Üniversitesi yayınlarından çıkan eser 2019’da yayımlanıyor. Ancak 2024 gününün ilk gününde okuma fırsatı buluyorum. Geç olsun güç olmasın derken yazarın yeni bir kitabını görüyorum. Hayat işte böyledir.
Buraya Bakalar Ne Anlatıyor?
Buraya Bakarlar, kısa öykülerden oluşuyor. Birbirlerinden kopuk öyküler. Bir öyküyü 15-20 dakikada okuyabilirsiniz. Bir başkta öykü ise yarım saat sürebilir. Ancak olay şu: Hızlıca okuyup bitireyim değil. Öykünün sizde bıraktığı tada varmak. Mesela, hep bir masayı boş bırakan çaycı bize ne anlatıyor? Size ne anlatıyor? Öyküyü okudun mu? Ver bir mola ve doldur çayını. Biraz uzakalara bak. Biraz pencereden bakB. Eğer müsaitsen sahilde bir banka otur ve eline kitabı al. Derin bir nefes çek ve etrafına bak. Buraya bakarlar kitabı bana bu hissi verdi. Yazar ile bazı benzer düşüncelerim olduğunu gördüm. Ölüm gibi mesela. Ötesine geçilemeyecek bir durum bu! Neden yazıyoruz diye sorarım bazen kendime. Sapiens’i okuduğumda iz bırakmak için gibi bir yanıt almıştım. Neden yazıyoruz derim bazen kendime. Bir şeyler anlatmak istiyoruz derim bazen kendime. Buraya bakarlar. Müthiş bir eser. Kısa ve hemen bitecek türden. Tavsiye ediyorum.
Neden tavsiye ediyorum? Çünkü okumanızı istiyorum. Bir eserde Müslüm Gürses’in Nilüfer şarkısının geçmesine bayılıyorum. Her şeyi al bana beni geri ver, bir şansım olsun desem ne dersiniz? Bu nasıl bir içten konuşmaktır diyorum kendisine. Mekanı cennet olsun derken şarkıyı mırıldanıyorum. Ben kitaplarda kendi değerlerimizi görmeye bayılıyorum. Bizi birleştiren ve bize duyguyu birkaç kelime ile veren o değerli isimler. Değerli şarkılar. Değerli birkaç söz. Değerli birkaç büyüğümüz gibi. Bunları görünce duygulanıyorum. Bir şarkı alır götürür insanı diyorum. O nedenle, yerli yazarlara sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum. Adı Fatih ve Mehmet olan birinin kitabının gerçekten sevildiği için çok okunmasını gönülden isterim. O nedenle, bu içerik ile kitabı övüyorum ve okumanızı istiyorum.
Bir solukta okuduğum, değerli bir Türk yazar, 2024’ün ilk ayı itibarıyla, her ay yaklaşık 2000 ile 3000 arasında kişi bloğuma giriyor. Hatta, bazı kitapların “benzeri bir kitap var mı?” sorusu da gelmeye başladı. Çünkü, göğü yere indirelim kitabı, hem yazarının Türk olması hem de değerli bir eser olması nedeniyle sıkça okunuyor. Hatta daha çok okunacağını düşünüyorum. Belki, yıllar sonra küçük prens etkisi yaratabilecek birçok eser ortaya çıkabilir. Bunu gönülden istiyorum. Derken, aklıma bir şey geldi: Buraya Bakarlar, değil mi dedim. Buraya bakarlar evet. Yeni ve değerli bir eser. Yılın ilk günü, bir solukta okuduğum tatlı bir değer. Tavsiye ediyorum. Boş masaya kimi oturtacağınızı merak ediyorum. Rüyada yaşama ise inanıyorum. Rüyalarda buluşmak dileğiyle. Yalnızlar rıhtımı’nda bulmak üzere.
Ali
Çok güzel bir yazı olmuş, şuna da göz atmanızı öneririm.
Bloghane.